11 Ekim 2010 Pazartesi

GİRİŞ: Kısa Tarihçe

1.1.  Türklerde Müzik
1.2. Tarihi süreçte yeni oluşum ve ayrışmalar

Türk müziğinin kökleri çok yönlü bir oluşumlar zincirine dayanır:
1)      Geleneksel Müzik (Halk ve Divan Müziği):
a)      Orta Asya’daki Şaman geleneği ve Türkler Anadolu’ya gelene dek geçtiği coğrafi bölgelerin etkisi (Bizans, Antik Yunan ve diğer halklar).
b)      İslamiyet’in kabulüyle İran, Arap ve İslam sanatı etkileri (makamlar)
c)      Osmanlı İmparatorluğu’nun yayılım coğrafyası dâhilinde oluşan etkileşimler

2)      Batı Müziği:
a)      Çok sesli müzikle tanışma süreci (16.yy ve sonrası uluslar arası ziyaret ve antlaşmalar)
b)      Tanzimat[1] (19.yy) ve batılılaşma hareketleri: Tiyatro ve Operet Sanatı (Halka açılım, Burjuvazi)
c)      Cumhuriyet (ideolojisi, cumhuriyet bireyini yaratma) dönemiyle süregelen okullaşma ve kurumsallaşmalar

Osmanlı Devletinde 19.yy. başlarına kadar iki tür (ana) müzik bulunuyordu (halk ve Osmanlı saray müziği). 1826’dan sonra buna Batı müziği de katıldı. Osmanlı ideolojisini, kültürünü, sanatını yansıtan divan müziği olur ve bu durum dönemsel olarak olmasa da içerik bakımından divan edebiyatına koşuttur.
Cumhuriyet kurulana dek Anadolu halkının yaşamı üzerine ciddi bir inceleme yapılmamıştır. Bunun nedeni Osmanlı yönetiminin halkı “sürü” (etrak-ı bi idrak) olarak görmesinden kaynaklanır. Benzer bakış açısı aydınlarda da görülmektedir ki onlar da “avam” olarak niteledikleri halkla ilgili değillerdir. Bu nedenle ancak cumhuriyetin ilanından sonra yürütülen çalışmalar sonucunda halk kültürü ve sanatı hakkında bir fikir edinebiliyoruz. Bu konuda belli başlı isimler: (başta) Halil Bedii Yönetken (Türk Beşleri’nin isim babası), Ahmet Kutsi Tecer, Muzaffer Sarısözen, Türk Beşleri, Béla Bartók …
Araştırma sonuçları
Anadolu’da çok zengin bir kültürel ortam ve miras vardır. İlkel kabile gelenekleri, Fars-Arap-İslam kültürü ile Anadolu’nun bu zengin mirası birleşmiştir. Bu kültür bir bütün olarak halkı, özellikle de köylüleri etkiledi ve 19.yy. ortalarına dek sürmüştür.
Halk Müziğinin Genel Evrimi ve Kronolojisi:
-          16.yy. sonuna değin: Pirlik, Âşıklık, Ozanlık geleneğinin oluşumu
a)      Orta Asya Göçebe kabile toplum yaşamı: Şaman geleneklerine uygun olarak ortaya çıkan törensel müzik
b)      Ön Asya Karahanlılar ve İran-Selçuklu Dönemi: Fars Arap kültürü etkileri, tasavvufun yanı sıra gündelik hayata ilişkin çoğu anonim yapıtlar.
-          17. Yy.: Osmanlı’da değişim dönemi (feodal oluşum), yobazlık ve müziğe saldırı olaylarına karşılık ozanlık geleneğinin din, tarikat, mezhep motiflerinin azalarak yerini dünyevi (özellikle kahramanlık, taşlama, isyan içerikli) motiflere bırakması[2] söz konusudur. Dini motifler ise daha çok tarikatlar tarafından sürdürülmüştür.
-          19.yy. kent –köy ilişkilerinin sıklaşması, kısmi sanayileşme, Batılılaşma çabaları sayesinde halk ve divan müziğinin karşılıklı etkileşimleri görüldü. Halk müziği ezgi ve ritimleri divan müziğine; divan müziği makam-ezgi-ritim-usûl ve çalgıları halk müziğine girmeye başladı.


[1] Tanzimat (Ottoman Reform) Sultan Abdülmecit; 1839 (Gülhane Hatt-ı Hümayunu fermanı); 1876 (Meşrutiyet’in ilanı ile sona erer) Sultan II. Abdülhamit
[2] Dertli ozanın, müziğe “şeytan işidir” dediği ulemaya göndermesi: “Telli sazdır bunun adı/çalan bilir anlar kendi/şeytan bunun neresinde”.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder